waorani-kabilesi-amazon-ormanlarndan-uludaa-karla-tant

Amazon Ormanları’ndan Türkiye’ye Karla Tanışan Waorani Kabilesi

Ekvador’un Amazon Ormanları’nda yaşayan ilkel Waorani Kabilesi üyeleri, Türkiye’ye ilk kez modern yaşamla tanıştı. Mayra, Wareka ve Cominta isimli kabile üyeleri, İstanbul, Anıtkabir ve Tuz Gölü’nün ardından geldikleri Bursa’da, kayakseverlerin ‘beyaz cennet’ olarak tanımladığı Uludağ’ın zirvesinde karla tanıştı. Kabile üyeleri soğuğu sevmezken, Türk mutfağı ise kendilerinde hayranlık uyandırdı.

Bu benzersiz buluşma, Ekvador’un Amazon bölgesinde yaşayan Waorani Kabilesi ile Türk sosyal medya fenomeni ve içerik üreticisi Alper Rende’nin iletişim kurmasıyla gerçekleşti. Rende, köylerinde birlikte vakit geçirdiği kabileden 1’i kadın 3 kişiyi, önce kendi ülkelerinin şehir merkezine götürdü, ardından da Türkiye’ye getirdi. Bu yolculuk, kabile üyeleri için unutulmaz bir deneyim olmuş olacak ki Mayra, Wareka ve Cominta Türk topraklarında karşılaştıkları her şeye hayran kaldı.

Kabile üyeleri, Ankara ziyaretlerinde Atatürk’ün huzuruna çıktı, Tuz Gölü’nü ziyaret etti ve Türkiye’nin önemli kış turizmi merkezlerinden Uludağ’ın zirvesinde karla tanıştı. Bu deneyim, onların kendi yaşamlarından tamamen farklı bir dünyaya açılan bir kapı oldu. Rende’nin organizasyonuyla gerçekleşen bu seyahat, kültürler arası bir etkileşim ve paylaşım örneği olmuş oldu.

Alper Rende, kabile üyeleriyle birlikte geçirdiği zamanı şu sözlerle anlatıyor: “Bu arkadaşlarla birlikte daha önce kabile hayatını belgeselleştirdiğimiz bir video çekmiştik. Amazon Ormanları’ndan geliyorlar ama öncesinde ben onların yanına gittim. İlk gittiğimde 9 gün kadar onlarla kaldım. Daha sonrasında, birlikte onların ülkesinin şehir merkezine gittik, oraları gördüler. Daha sonra bir kez daha onların yanına gittim. Onlarla 1 hafta kaldım ve şimdi de onları Türkiye’ye getirdim. Şehir hayalleri vardı ve biz de aslında onu gerçekleştirdik. Karşılıklı kültür alışverişi yaptık. Hem de onların kültürüne ortak oldum. Şimdi de onlar bizim kültürümüze ortak oluyorlar.”

Bu etkileyici buluşma, Türkiye’de büyük ilgi gördü ve kabile üyeleri her yerde fotoğraf çektirmek istendi. Rende, Türk toplumunun kabile üyelerine gösterdiği ilgiden etkilenerek şunları söylüyor: “Yaklaşık 25 günlüğüne Türkiye’ye geldiler. Daha sonrasında kendi memleketlerine dönecekler. Kafasındaki tüyleri çok merak edip soranlar oluyor. Özellikle bizim videomuzda bu tüyle birlikte gözükmek istediler ve ben de neden olduğunu sorduğumda, ‘Sevgi, barış ve kardeşliği temsil ediyor’ dediler.”

Kabile üyelerinin geldikleri coğrafyada, çok eşlilik kültürünün devam ettiğini ve yemek kültürlerinin avlanmaya bağlı geliştiğini söyleyen Rende, yemek kültürlerini şu sözlerle anlatıyor: “Wareka’nın 3 eşi ve çok çocuğu var. Mayra’nın 4 tane çocuğu var. Cominta’nın da tahminimce 4 çocuğu var. Avlanmaya çıkıyorlar, maymun yiyorlar, timsah yiyorlar. Hiç türünü bile bilmediğimiz kemirgen yiyorlar. Ne bulurlarsa onu yiyorlar ama bol bol yemek yiyebiliyorlar. Çünkü buzdolapları da olmadığı için, tuttuklarını, avladıklarını hemen bitirmeleri gerekiyor.”

Waorani Kabilesi üyelerinin Türkiye’deki deneyimi, onlar için gerçek bir macera ve keşif yolculuğu oldu. Karla tanıştıkları Uludağ’dan küp şekeri gördükleri anda duydukları şaşkınlığa kadar her an unutulmaz bir anıya dönüştü. Bu buluşma, kültürler arası bir köprü kurarak insanların birbirlerini daha yakından tanımalarına ve anlamalarına yardımcı oldu. Bu deneyim, sadece kabile üyeleri için değil aynı zamanda Türk toplumu için de bir öğrenme ve paylaşma fırsatı oldu.